15 Kasım 2012 Perşembe

Girit

girite gitmek istiyorum.
'tası tarağı toplayıp' denir ya, o biçim. girite gitmek istiyorum. önümde uzun, mavi bir ıssızlık var. onu aşabilmeyi istiyorum. ak kıyıların dibindeki ak gemileri, ak tepelerdeki ak kulübeleri görünceye dek, yüzmek yüzmek, hiç durmamak, hiç arkama bakmamak istiyorum.
bir eski devrin rüyasına inanmak istiyorum. tepemde duran kızgın güneşin öfkesinden kaçmak istiyorum biraz. kuzey rüzgarlarına sarılmak istiyorum. karayel bu mevsimde ne tatlıdır..
japon mitleri tanrı'nın kılıcını pasifik okyanusuna batırdığını, sonra çekip çıkardığında denize düşen damlaların japon adalarını oluşturduğunu  söyler. giritin hikayesi bambaşkadır oysa. afrodit denize uzanmış, güzelliğini dökmüştür tuzlu suların üzerine. saçlarına toplaşan karalar ege adalarını yaratmıştır denir. girit güzelliğin çocuğudur, kanın şiddetin değil. orada, bir ak kıyıda, afrodit'in yanına uzanmak istiyorum. yanında uzanıp baba zeus'u izlemek istiyorum bulut gözlerle.
bir yaz şarabı, iki somun ekmek, bir de lisan bilsem tam olurdu, neyse hadi sonuncusunu boş ver. grekçeyi de öğrenmek isterdim. ama modern demotikiyi değil, sokrates'in grekçesini, platon'un söylevini ve hephaestion'un öfkesini. öfkeyi de boş ver. salt ak kıyılar yeterdi bana. salt gökyüzü bile yeterli olabilirdi ama değil şimdi. bir kahve içimlik olsun kalmak isterdir, sonra isterseniz cehenneme atın beni. ama cehennemi de boş verin şimdi.

girite gitmek istiyorum şimdi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder